» Otelimizin yakınlarında bulunan, antik dönemlerden günümüze kadar ulaşan Likya parkurlarında yürüyüşler.
» Rehberli ya da rehbersiz olarak yapabileceğiniz bu yürüyüşler için tecrübemize güvenebilirsiniz. Gerekli olan yol bilgileri, harita ve yürüyüş esnasında bizimle gerektiği zaman irtibat kurabilmeniz için vereceğimiz telefon, bu yürüyüşleri kendi başınıza yani rehbersiz yapmanızda mümkün kılar.
Adrasan koyundan başlayan bu parkur denize paralel olarak orman içi bir yürüyüşle Karaöz Köy ’üne kadar devam eder. Deniz kenarından ilerleyen etap boyunca Sulu Ada manzarası oldukça panoramiktir.. Uzun bir yürüyüş olması nedeniyle, kondisyonu iyi olan yürüyüşçülere önerilir.
Parkur uzunluğu: 19 km
Toplam iniş ve çıkış : + 930 /– 1050
Uygun dönemler: Temmuz ve ağustos dışındaki aylarda önerilir.
Patika: Kırmızı beyaz Likya yolu işaretleri takip edilir. Gelidonya Feneri’nden 2 km indikten sonra, Karaöz ‘e kadar orman yolundan gidilir.
Transfer suresi: Gidiş ve dönüş 1 saat.
Beycik köyünün üstünden başlayan bu güzel trekking rotasından « Laodekia » antik kentine geliyoruz. Olympos ve Çıralı sahilinin güzel manzarasını açık bir şekilde gördüğümüz, sarp bir yamaçta bulunan antik kentten ayrıldıktan sonra yürüyüşümüz otelimize kadar devam ediyor.
Parkur uzunluğu: 17,7 km (6 saat)
Toplam çıkış ve iniş: + 560 /-1270
Uygun dönemler: Bütün mevsimlerde yapılabilir.
Patika: Genelde orman içinden yürünür. Kırmızı sarı işaretler takip edilir. Orman yolu ve patika olan parkur zaman zaman taşlıktır. Uzun yürümeyi sevenler için güzel bir rotadır.
Transfer süresi: 20 dakika.
Laodekia: Antik kent hakkında çok fazla bir bilgi yoktur. Muhtemelen ulaşımın zorluğu ve sarp bir bölgede olması nedeniyle, kentle ilgili bir kazı çalışması yapılamamıştır. Yine de güzel bir yürüyüş rotası üzerinde bulunan kentin manzarası oldukça güzeldir ve geniş bir alana serpilmiş kalıntılar göze çarpar. Oldukça dik bir falezin üzerinde bulunan kalıntılara gezerken dikkat ediniz.
Beycik Köyü’nün üstünden, çam ormanı içinden sedir ormanlarına daha sonra 2356 m yükseklikteki Tahtalı Zirvesine kadar çıkan bir parkur. Zirvedeki manzara essizdir; koylar, ormanlar ve deniz ayağınızın altındadır. Manzaranın keyfini çıkarttıktan sonra teleferikle inilir.
Parkur uzunluğu: 6,7 km
Toplam iniş ve çıkış: + 1250/- 30
Uygun Donemler: Mayıs – Ekim
Patika: Likya yolu işaretleri takip edilerek zirveye kadar çıkılır.
Transfer suresi: Gidiş ve dönüş olmak üzere 1 saat.
Not: İniş teleferik ücreti 20 TL’dir.
Dağlık Likya bölgesinin masmavi denizi ve koylarını seyrederek panoramik bir yolculukla Kapaklı Köyü’ne ulaşıyoruz. Parkurumuz Istlada Antik Kenti’nin içinden geçerek , önce « Gökkaya » koyundan sonrasında antik Simena, şimdiki adıyla Kale Köy adli şirin ve muhteşem manzaralı küçük köyden geçiyor ve burada demirlemiş teknemizde son buluyor.. Günümüzü, olağanüstü tarihi bir dekor ve manzara eşliğinde iki saat suren keyifli bir tekne gezisi ile Uçağız köyünde sonlandırıyoruz. Tekne turumuzda Batık Şehir ’den geçip, Akvaryum Koyu’nda yüzme fırsatımız olacaktır.
Donuş yolculuğunuzda dilerseniz Likya Federasyonu’nun önemli kentleri arasında bulunan Myra Antik Kenti’ni gezebilirsiniz.
Parkur uzunluğu: 9 km
Toplam iniş ve çıkış: + 90 / - 190
Uygun dönemler: Nisan- Kasım ayları arası.
Patika: Zaman zaman taşlık olan bir rota. Bileği kavrayan bir ayakkabı tavsiye edilir.
Transfer suresi: Gidiş dönüş olmak üzere toplam 3 saat.
Istlada,
Apollonia, Aperlai, Phellos veya Isında gibi ufak bir beyliğin oturduğu etrafı surlarla çevrili ufak bir kale görünümündedir. Şehrin surları akropolün doğu ve batı yönünde uzanır. Sur, doğu uca yakın bir yerde, kale içine girişi sağlayacak bir kapı ile nihayetlenmektedir. Kapının hemen batısında, kapıyı kontrol amaçlı yapılmış bir yapı kalıntısı göze çarpar. Yer yer görülen sarnıçlar, kuyular ve bunlara su birikimini sağlayan yerli kayaya açılmış kanalcıklar su ihtiyacının biriktirme ile karşılandığını göstermektedir.
Simena (Kale)
Deniz içinde kalmış Likya lahdi Kale Köy, eski Simena Antik Kenti üzerine kurulmuştur. Bulunan yazıtlardan, kentin tarihinin M.Ö. IV. yüzyıla kadar dayandığını biliyoruz.
Simena Kalesi, Orta Çağ'da kullanılmıştır. Orta Çağ surlarının oluşturduğu iç kalede, kalıntıları birkaç bloktan ibaret olan bir tapınak ve bu tapınakla irtibatlı bir stoada yer almaktadır.
Ayrıca yine kale içinde, doğal kayaya oyulmuş 7 oturma sırası ile 300 kişilik bir tiyatro yer alır ki bu, Likya şehirleri içinde en küçük tiyatrodur. Kaya mezarının üzerinde, düzgün bloklardan oluşan Roma Devri duvarı ve onun üzerinde de mazgalları ile geç devir suru vardır. Burada aynı anda üç ayrı devir görmek mümkündür. Kıyıda, harap durumdaki hamamın kitabesinde "Aperlai halkı, meclisi ile birliğin diğer şehirleri tarafından İmparator Titus'a armağan edilmiştir" ibaresi bulunur.
İkisi ev tipi mezar olmak üzere, burada birçok mezar görülmektedir.
Kulenin kuzeyinde kalan ev tipi mezarda Likya dilinde yazıt dikkati çeker. Kale'den Üçağız'a bakıldığında, buranın ne kadar emniyetli bir doğal liman olduğu görülür.
Olympos Antik Kenti sahilinden, sandal ve çam ormanı içinden yükselmeye başlayan rota, 750 m yükseklikteki Musa Dağı’nın eteğindeki aşıttan sonra Adrasan sahiline doğru inmektedir. Bölgedeki uzun ve zorlu rotalardan birisidir. Musa Dağ’ı aşıdına gelindiğinde, güneyindeki platoda bulunan, yetmişli yıllarda keşfedilmiş antik kent kalıntıları, özellikle devasa sarnıçlar görülmeye değerdir.
Parkur Uzunluğu: 15 km.
Toplam iniş ve çıkış : + 850 / - 890
Uygun Donemler: Her mevsimde yürünebilecek bir rota, yazın aşırı sıcaklarda çok erken başlamak gerekir.
Patika: Bastan sona orman içinde yürünür. Kırmızı beyaz Likya Yolu işaretleri takip edilir.
Transfer suresi: Gidiş ve dönüş olmak üzere toplamda 45 dk.
Olympos:
Phaselis'ten sonra ikinci önemli liman kenti Olympos'tur. Şehir adını, 16 km. kuzeyindeki Torosların batı uzantılarından biri olan 2375 m. yüksekliğe sahip Tahtalı (Olympos) Dağı'ndan alır. Kesin kuruluş tarihi bilinmemekle birlikte İ.Ö.167-168 yıllarında basılan Likya Birlik sikkelerinde adı geçen Olympos, Likya Birliği'nde üç oy hakkına sahip 6 şehirden biridir. Birlikte, Likya'nın doğusunu temsil etmiştir. Kentin günümüze ulaşmış kalıntılarının çoğu orman içinde ağaç ve çalılarla örtülü olup, Helenistik, Roma Bizans dönemlerine aittir. Olympos Limanı tarihte korsan yatağı olarak bilinir. Kilikyalı korsanların başı Zeniketes, şehri üs olarak kullanmış, bu sayede "Mitras Kültü" de şehre yerleşmiştir ki, bu doğu kökenli yaratıcı Işık Tanrısı kültüdür.
Ulupınar Köyü’nden 10 dk. kadar suren bir transferin ardından, büyük bir kısmı patika olan parkurumuza giriyoruz. Bir sure orman içinden ilerledikten sonra, dağ ve deniz manzarası eşliğinde maden koyuna inilir. Bu güzel koyda deniz ve piknik için vakit ayırabilirsiniz. Daha sonra Çıralı ’ya kadar kıyı boyunca küçük, tenha koylardan geçerek ulaşılır.
Parkur uzunluğu: 12 km
Toplam çıkış ve iniş : + 525 / - 870
Uygun dönemler: Temmuz ağustos aylarındaki aşırı sıcaklar dışında diğer aylar uygundur.
Patika: Parkurun büyük bir kısmında orman içi işaretli patikadan yürünür. Maden Koyu’na inişe geçildiği andan itibaren 1 saatlik bir sure boyunca, biraz dik bir yamaçtan inildiği için dikkat etmek gerekir.
Transfer suresi: Toplam gidiş ve dönüş 25 dakika
Çamyuva Koyu’nun hemen çıkısındaki “Alacasu” Koyu’ndan başlayan bu trekking rotamız, orman için bir patikayı izleyerek muhteşem bir manzara eşliğinde Phaselis antik kentine kadar devam eder. Antik kenti gezip tahtalı daği manzarasıyla ince kumlu plajında denize girip gününüzü keyifli bir şekilde bitirebilirsiniz.
Parkur uzunluğu: 4 km (2 saat)
Toplam çıkış ve iniş yüksekliği: 65 m.
Uygun donemler: Tüm mevsimlerde yapılabilir aşırı sıcaklarda sabah erken ya da öğleden sonra 16.00 sularında başlanılması uygundur)
Patika: Kırmızı nokta işaretler. Orman içi, bazen taşlık.
Transfer suresi: 30 dk. (gidiş ve dönüş)
Phaselis
Phaselis’in tarihi İÖ 7. yüzyıla kadar iner. Sırasıyla Pers, Büyük İskender, Ptolemaios ve Rodos Krallığı’nın hâkimiyetinde kalan kent bir süre de korsan Zeniketes’in elinde kaldı. Büyük İskender, Pamphylia şehirlerinin birçok elçisini burada kabul etmiş, kıyı kesimindeki şehirleri bir alarak Gordion’a ulaşmıştı. Phaselis, İÖ 42 yılında Burutus tarafından Roma’ya bağlanmış ve Bizans döneminde de piskoposluk merkezi olmuştu. Konumu sayesinde refah düzeyi oldukça yüksek bu kentin halkı, ticaretteki kurnazlıklarıyla tanınıyordu. Üç limanı, sütunlu caddesi, Roma hamamı, agoraları, sukemeri ve Hadrianus’un kenti ziyareti onuruna yapılan tak, bugün kalıntıları görülebilen yapılar.
Otelimizden başlayan bu trekking rotamız, köyün içinden geçerek vadi tabanına iner. Yazın kuru, kış ve bahar aylarında Beydağ’larından inen serin suların doldurduğu bir nehir yatağından geçtikten sonra 30 dakikalık bir tırmanışla « Yanartaş » geçidine varılır buradaki manzara görülmeye değerdir. Daha sonra yoğun alevlerin ve kalıntıların bulunduğu Yanartaş kısmına iniş baslar ve Çıralı plajında son bulur.
Parkur uzunluğu: 9 km ( 3.30-4.00 saat)
Toplam çıkış: 280m. İniş: 550 m.
Uygun dönemler: Tüm mevsimlerde yapılır. Yaz sıcaklarında öğleden sonra başlanılması uygundur. Gün batımına doğru Yanartaş kısmındaki alevler güzel bir görüntü sunar. Bu saatleri hedeflerseniz sırt çantanızda alın lambası veya fener bulundurmanızı tavsiye ederiz.
Patika: Kırmızı beyaz Likya yolu işaretleri vardır. Genelde orman içinden yürünür. Patika zaman zaman taşlıktır, özellikle geçitten sonraki iniş kısmında dikkatli olmak gerekir.
Transfer suresi: 15 dakika (dönüş)
Yanartaş giriş ücreti: 6 TL.
Yanartaş:
Çıralı plajının kuzeyindeki kayalıklarda yer alan doğal gaz kaynağı, eski Yunan mitolojisi ‘ne konu olmuştur. Yunan Mitolojisi ‘ne göre efsane şu şekildedir. Ephyra Kralı Glaukos’un oğlu Hipponoes bir av partisinde kardeşi Belleros’u öldürür ve “Belleros’u Yiyen” anlamına gelen Bellerophontes adını alır. Ephyra’dan sürülen Bellerophontes, Argos kralına sığınır. Kendisine sığınan bu genci öldürmeyi kendine yakıştıramayan Argos Kralı onu Likya Kralı’na gönderir. Likya Kralı acınacak haldeki bu genci öldürmek istemez ve onu Olympos dağında yaşayan arslan başlı, keçi gövdeli, yılan kuyruklu ve ağızdan alevler saçan canavar Chimera ile dövüşmeye gönderir. Bellerophontes, Pegassos adlı kanatlı atına binerek Chimera ile dövüşmeye gider. Chimera saldırdığında Pegassos havalanır ve Bellerophontes yere inerken mızrağı ile canavarı yerin yedi kat dibine gömer. Fakat Chimera yerin 7 kat altından alevler saçmaya devam eder. Anadolu’da binlerce yıldan beri anlatılagelen ve Homeros’un bize bu şekilde aktardığı efsaneye göre hala yanan alevler, Chimera’nın yerin yedi kat dibinden fışkıran alevleridir. Bellerophontes’in zaferini kutlamak amacıyla Olympos’da bir yarış düzenlenir. Atletler Chimera Kutsal Ateşiyle meşalelerini tutuşturarak Olympos kentine koşarlar. Böylece, daha sonraları değişik spor dallarının eklendiği ve birkaç gün süren Olimpiyat Oyunları’nın Anadolu’daki ilk örneği gerçekleşmiş olur. Günümüzde yakılan “Olimpiyat Meşalesi” Chimera’nın sönmeyen ateşinin sembolik bir ifadesidir
Deniz seviyesinden 1450 metre yükseklikteki Üçoluk Yaylası’ndan başlayan rotamız, muhteşem bir sedir ormanının içinden devam ederek Tahtalı Dağı’nın eteğinden Beycik Köyü’ne kadar iner. Orman, dağ ve deniz manzaralı bu rota, bölgedeki en güzel rotalardan birisidir.
Parkur uzunluğu: 16 km (6 saat)
Toplam iniş ve çıkış : + 635 / - 1180
Uygun dönemler: Kış aylarında kar olduğu için mayıs ekim tarihleri arası uygundur.
Patika: Kırmızı sarı ve kırmızı beyaz işretler Beycik Köyü’ne kadar devam eder.
Transfer suresi: Toplam 40 dk.
Emek Pansiyon Çıralı, Kemer, Antalya TÜRKİYE
Tüm hakları Emek Pansiyon’a aittir © 2009 - 2021
Tasarım Ajansweb